Arşiv
"Bir Tutkudur Degirmenderem"
Reklam
Reklam

Şaka
25/01/2016

90’lı yıllar, köşedeki çift katlı mağazadayım. Bir telefon,
- Sami yetiş, Hüseyin Ağabey kalp krizi geçiriyor…
Telefonu masanın üzerine attım, kimseye de bir şey söylemeden fırladım. Arayan Hüseyin Özkaraoğlu’nun sekreteri Sevtap…
Hem yukarıya doğru koşuyorum, hem de “bana gelene kadar daha yakında bir çok insan var, bunda bir iş var” diye düşünüyorum.
Nefes nefese kapıdan içeriye girdim, fırladım yukarıya çıktım. Sevtap ile Hüseyin Ağabey karşılıklı keh keh gülüyorlar Nisan 1 diye…
Hüseyin Ağabey sen elimdesin ama sen kork dedim Sevtap’a…
Çıktım.
Sevtap, her yıl 31 martta telefon açar, “Sami bak valla ölür kalırım” diye korkusunu dile getirirdi. Zamanını ben bilirim der hiç de bir şey yapmazdım. Öldürme korkut…
Hüseyin Ağabey ile ayrı bir hukukumuz vardır. Yaşça benden büyük olmasına rağmen arkadaş gibi birbirimizi severiz. Hüseyin Ağabey’in tek kusuru var onu da bilirsen, ona göre davranırsın sıkıntı olmaz. Zaten bu konuda kendisiyle mutabıkız, yiyip içeceksin alışveriş yapmazsan sıkıntı yok. Alışverişte babamı tanımam diye kendisi de söyler.
Bir dost sohbetinde konu döndü dolaştı, yapılan şakalara geldi. O ortamda bulunan Hüseyin Ağabey,
-Ya onlarda pek safmış ben böyle şeyleri asla yemem demez mi…
Ben de içimden, “Hah zaten 1 Nisanın rövanşı da var sen kaşındın” dedim. Reha Atay ile bir plan yaptık...
Hüseyin Ağabey o tarihte Ytong Bayiliği yapıyor. Ofisine ziyarete giderek çaktırmadan Ytong antetli boş bir kağıt aldım. Faks cihazının bütün ayarlarını yeniden yaptım. Giden faksta her şey Ytong olacak şekilde…
Antetli kağıda,
Değerli Bölge Bayimiz,
Bölgenizde gösterdiğiniz üstün başarılardan dolayı 2 kişilik 21 gün Amerika seyahatine hak kazandınız. Detaylar bilahare tarafınıza bildirilecektir.
Saygılarımızla…
Aylardan Ramazan, Hüseyin Ağabey ezan Allahü Ekber demeden dükkandan çıkmaz. Ezana bir dakika kala faksı çektim. Çınarlık Meydanı’na doğru yürüdüm. Hüseyin Ağabey, dükkanın önünde elinde faks kağıdı halay vaziyetinde arabaya atlayıp eve gitti.
İftardan sonra da kahvede buluşuyoruz,
Geldi çattı buluşma saati…
Hüseyin Ağabey, pür neşe…
-Leyla Hanım hazırlıklara başladı, dedi.
Eyvah dedim içimden ben bunu düşünmemiştim, Reha Ağabey ile birbirimize bakıştık.
-Ne yapacağız oğlum bunu düşünmemiştik, dedi kulağıma eğilerek…
Dudağımı büktüm, bilmem anlamında…
Olan olmuştu zaten.
Saat ilerledi, artık eve gideceğiz.
-Hüseyin Ağabey, biz sana şaka yaptık
-Hadi ordan çekemiyorsunuz değil mi?
Ne desek anlatamadık.Ta ki ertesi gün şirkete telefon açarak,
-Hüseyin Bey yok öyle bir şey biri size şaka yapmış cevabı alana kadar…
Tabi biz günlerce ofise gidemedik, Leyla Hanım’a rastlamamak için...
Şaka güzel bir şey ama şakayı kaldırabilen biri olmalı. Ben yemem diye de bir şey yok. Kimse büyük konuşmasın.
Sevtap’ a da selam olsun, hala senin şaka hakkımı kullanmadım, aklımda...
Leyla Hanım’ı rahmetle anıyor, sevgili Hüseyin Ağabey’e de sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Tags: